Konuşmaktan para biriktirmeye, başkalarına karşı sabırlı davranmaktan araba sürmeye kadar birçok özellik ve davranış kalıbını ilk bakım verenlerimiz olan ebeveynlerimiz, özellikle de fiziksel ve psikolojik olarak çoğunlukla daha yakınımızda bulunan annelerimizden öğreniriz. Hem oğlan hem de kız çocuklar için anneler önemli figürler olmakla beraber Chodorow’un (1978) belirttiği gibi bu durum kız çocuklarında daha karmaşık ve katmanlı bir hal alır. Çünkü anne-kız ilişkisi hem rol modellik hem de bilinçaltında yatan bir rekabet dürtüsüne ev sahipliği yapar.
Gelişim döneminde kız çocuk annesiyle arasındaki ayrımı yapamazsa kendisine dair imajı, sevgisi, güveni annesininki ile ilintili ve çarpık şekilde gelişir. Bu durumun annede de benzer şekilde işler. Annenin çözülememiş çatışmaları çocuğunu “uzantısı” olarak görmeye devam etmesine sebep olabilir (Kohut, 1971). Bu durum sıklıkla çocuğun; aşırı kontrol, kıskançlık, öfke, kaygı gibi duyguların hedefi olmasıyla sonuçlanır. Bu bağlamda, anne kızının ayrı bir birey olduğunu kavrayamazsa kendi kişiliğine ve bedenine dair beklenti, istek, utanç ve öfkesini saldırgan tutumlarla kızına aktarabilir (Chodorow, 1978). Bağlanma teorisi, Nesne İlişkileri teorisi ve Feminist teori de bu patikayı destekler cevaplar verir.
Araştırmalar anneleri ile aralarında sevgi, kabul ile inşa edilmiş ilişkiler olan kız çocukların psikolojik iyi oluşlarının ve yaşam memnuniyetlerinin de daha yüksek olduğunu göstermektedir (Sholomskas & Axelrod, 1986; Dauglass, 2005; Turnage, 2004). İyi bir ilişki kültür fark etmeksizin üç temel bileşenden oluşur. Bunlar; düşünceleri ve duyguları paylaşabilmek, aynı anda hem özgür hissetmek hem de destek talep edebilmek, negatif bir üstünlük statüsü olmadan annenin bilgi, tecrübe ve tavsiyelerine güvenip saygı duyabilmektir (Rastogi, 2002). ”bağlılık” olarak adlandırabileceğimiz ilk bileşen, kız çocukların yetişkinlik hayatlarında da özgüvene ve yaşamsal memnuniyete sahip olmaları hatta zararlı madde alışkanlıklarından uzak durmalarında bile en büyük paya sahiptir.
Sonuç olarak kız çocukları annelerinden sadece toplama-çıkarma, kurabiye yapmak, disiplinli olmak gibi belirli ya da maddi prosedürleri değil; sağlıklı ilişki kurmayı, korkmadan destek talep edebilmeyi, kendilerini sevmeyi ve hayattan zevk almayı da öğrenirler.
Kaynakça
ONAYLI, S., & BAKER, Ö. E. (2013). Anne-Kız İlişkisinin Yetişkin Kızın Benlik Saygısı ve Yaşam Doyumuyla İlişkisinin İncelenmesi. Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal, 5(40), 167–175.
Chodorow, N. (1978). The Reproduction of Mothering: Psychoanalysis and the Sociology of Gender. University of California Press.
Kohut, H. (1971). The Analysis of the Self. University of Chicago Press.
Benjamin, J. (1988). The Bonds of Love: Psychoanalysis, Feminism, and the Problem of Domination. Pantheon Books.
