Hayatı boyunca “Çok iyi kızsın ama ben sana başka bir gözle bakamam, ablam/kardeşim gibisin.” ya da “Ben artık bir şeyleri yerleştirmek, aile kurabileceğim bir kadınla olmak istiyorum.” spektrumu arasında bir cümle duymayan kadın var mıdır? Kabaca “evlenilecek kadın-eğlenilecek kadın” şeklinde çokça duyduğumuz bu spektrumdaki “yanlış yerde duran kadın” bizzat kendiniz olmadıysanız, mutlaka bir arkadaşınızın partneri veya flörtü tarafından öyle olduğunu öğrenmesine tanıklık etmişsinizdir.
Peki sorun ne? Nasıl oluyor da ilişki öncesinde erkekler tarafından hayranlık duyulan ustaca yapılmış makyajlar, “ideal” beden ve “açık” kıyafetler bir noktada çekici olmaktan çıkıp kadınların “ucuz ve ulaşılabilir” olmakla damgalanması için kullanılan doneler haline geliyorlar? Daha evcil, uyumlu, mütevazı olunsa bu damgadan kurtulunabilir mi? Maalesef mümkün değil. Nitekim sakin ortamlardan, rahat giyinmekten, mutfakla uğraşmaktan zevk alan, makyaj yapmayı pek de tercih etmeyen kadınların da “salmış, anne gibi” olmakla damgalandıklarını görüyoruz. Ataerkil toplum, medya ve kültür bize bakım vermek ve cinsellik arasında bulmamız gereken mükemmel dengeli bir nokta olduğunu, bu noktada duran kadınlar olmazsak sevilmeyeceğimizi söylüyor.
İdeal kadın imajının idealize edilmesini ve ilişkilerde ters giden her şeyin dengeyi bozmuş olmalarına dayandırılarak kadınlara yüklenmesine imkan sağlayan kavram, literatüre Sigmund Freud tarafından kazandırılan “Madonna – fahişe kompleksi”. Bu kavrama göre kadınlar “saf, erdemli, sade, şefkatli” kutbu ve “yüksek libidoya sahip, manipülatif, uzlaşılamaz” kutbundan bir tanesine aittirler. Freud’a göre, heteroseksüel cis-erkek birey, annesi ve partnerine duyduğu sevgi arasında ayrım yapamaz. Bu yüzden kadın cinselliğini materyalistik bir eylem değil, bir sevgi ifadesi olarak algılamakta zorluk çekerler. Bu yüzden ilişkide olmaya uygun, kendilerini sevecek kadının bir anne ile aynı imaja sahip olması gerektiğini düşünürler ancak anneyi anımsatan özelliklere sahip kadın ile karşılaştıklarında bu defa partnerlinin kendilerine cinsel yönden çekici gelmediğini fark ederler.
Kısacası ataerkil zihniyetin dayattığı ideal kadın fantezisi, çekici bulunmanın “fahişe” olarak damgalanarak örselenmeyi, şefkatli ve saf bulunmanın da “anne gibi, dişil enerjisi düşük” olarak damgalanıp yeniden örselenmeyi getirdiği bir kısır döngüdür. Kadına üzerinde seçme hakkı verdiği tek konu “nasıl örseleneceği”dir.
Kaynaklar
Freud, S. (1912). On the Universal Tendency to Debasement in the Sphere of Love. In J. Strachey (Ed. & Trans.), The Standard Edition of the Complete Psychological Works of Sigmund Freud (Vol. 11, pp. 177–190). London: Hogarth Press.
Kaplan, L. J. (1992). Female Perversions: The Temptations of Madame Bovary. Doubleday.
